Bengü Arslan | Anneme… (50. yaş gününde yazdığım mektup)
700
post-template-default,single,single-post,postid-700,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,wpb-js-composer js-comp-ver-5.5.2,vc_responsive

Anneme… (50. yaş gününde yazdığım mektup)

Anneme… (50. yaş gününde yazdığım mektup)

Annelerin EN’ine….

559233_312576868838353_1752593616_n

Bugün benim canım annem dünyaya gelmiş 51 yaşına girmiş ama ruhu tam tersi 15 yaşında gibi…

Yıllar, yaşadıkları, onun o gülen gözlerinden hiç birşey götürmemiş, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen ‘Hayat sana inat, ayaktayım’ tavrından hiç birşey kaybetmemiş…

Bana doğum günümde attığın mesajın hep durur telefonumda arada çıkarır okur, mutlu olurum, bazen de sana kızarım biliyor musun, neden bana hep böyle güzel şeyler söylemez diye.. Mesajın başında demişsin ki ‘Akıllı kızım iyi ki seni doğurmuşum.’ Sen böyle cümleleri çok sık kurmazsın annem, anlamaya çalışırım seni her defasında belki de işime gelmez… HEp güzel şeyler duymak isterim senden ama sen hep çok nadir söylersin… Hep bunun da bir anlamı vardır elbet diye düşünürdüm, her yaptığın şeyin mantıklı bir açıklaması olduğu gibi ve yavaş yavaş bunu fark etmeye başladım sanırım, bunu yaparak hep beni daha da hırslandırmak daha da başarılı olmamı sağlamak istedin, tıpkı senin en büyük başarını kazandığında ki gibi, ben de bu sayede çok daha başarılı olabilirdim çünkü ne de olsa senin kızındım dimi annem:)

Dışarıdan o kadar sağlam duruyorum ki, Herkes beni çok güçlü sanıyor annem. Oysa bazen kendimi ne kadar da güçsüz hissediyorum, böyle zamanlarda telefona sarılıyorum senin sesini duymak içimi rahatlatıyor, kendime olan güvenimi geri getiriyor, o ses bana kızım telaşlanma, sakin ol, zamana bırak, aceleci olma, ben elimden geleni yapacağım diyor, kendinden o kadar emin ki şefkat dolu, sevgi dolu… Bir oh çekip kapatıyorum telefonu… Herkes seninle olan ilişkime şaşırıp kalıyor, sen o kadar farklı bir annesin ki her şeyimsin, canımsın, arkadaşımsın yeri geldiğinde o otoriter tavrın muma çeviriyor insanı, o çizgiyi korumak her annenin yapabileceği bir şey değil sanırım sen ve senin gibi annelere ‘PROFESYONEL ANNE’ demek yanlış olmaz:)

Senin gözünde halâ küçük bir kız çocuğuyum hiç büyümüyorum, büyümek de istemiyorum. Sanki yirmidört değil yedi yaşındayım. Sana o kadar ihtiyacım var ki annem. Sakın beni sensiz bırakma.

Sen varsan her şey güzel annem. Daha bir emin basıyorum yere… Adımlarım daha hızlı, yüreğimde daha çok umut var … Her şeyi daha çok seviyorum seninle. Seninle daha çok gülüyorum daha az üzülüyorum.

Senin küçük kızın çoktan büyüdü anne… Hayatı tanıdı.. Düştü kalktı… Yine yoluna devam etti … Bazen ben bile şaşıyorum kendime… Güçlü olan ben miyim? Yoksa içimdeki küçük kız mı? Karıştırıyorum bazen bu iki kimliğimi… Üzüldüğümde sen yoksan yanımda içimdeki küçük kıza sarılıp ağlıyorum ona dert yanıyorum… Bazen düşünüyorum o küçük kızı benimle beraber mi doğurdun? Ben büyüdükçe o hep küçülüyor, küçük kalıyor anne… Belki de bu yüzdendir sen beni görünce onunla karıştırıyorsun… Çünkü ben yirmidört, o yedi yaşında anne… Bunu kimseye söyleme anne… Onlar yine beni olgun sansınlar anne…

Seninle hep gurur duydum, senin benimle gurur duyduğun gibi. Seni Çok Seviyorum. İyi ki senin kızınım, iyi ki her şeyimle sana benziyorum annem…

Bu ‘İYİ Kİ DOĞDUN’ cümlesini en çok da sen hakediyorsun annem…

iyi ki doğdun, iyi ki varsın, iyi ki benim annemsin, başkasının annesi olsan çok kıskanırdım :))

Yanımda olmasanda varlığını o kadar derin hissediyorum ki içimde…

Seni Seviyorum

Bengü

No Comments

Leave a Comment