Bengü Arslan | Kültür ve Sanatın Kraliçesi: İnci Aksoy
626
post-template-default,single,single-post,postid-626,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,wpb-js-composer js-comp-ver-5.5.2,vc_responsive

Kültür ve Sanatın Kraliçesi: İnci Aksoy

inciaksoy

Q- Öncelikle başkanlığını yürüttüğünüz Eğitim ve Kültür Araştırma Vakfı EKAV’ın geçmişini bize anlatır mısınız? 2010’da EKAV’ın hedefleri ve projeleri nelerdir?

EKAV/Eğitim Kültür ve Araştırma Vakfı eğitim, kültür ve araştırma konularında hizmetler verebilmek amacıyla 1991 yılında kuruldu. Düşüncemiz, Türkiye’nin ilk çağdaş sanat müzesini kurmaktı. Bu konu ile ilgili çok uzun çalışmalar yaptık.  Fakat bazı izinler alınamayınca Zincirlikuyu’da 1.000m2 lik minyatür müze gibi olan EKAV Sanat Merkezini hayata geçirdik. Sanat faaliyetlerimizi 10 yıla yakın bir süre sürdürdük. Burada Fahrel-Nisa Zeid, Ergin İnan, Muzaffer Akyol, Okan Bayülgen gibi önemli sanatçıların sergileri, seminerler, müzik dinletileri ve önemli edebiyatçılarla imza günleri gibi etkinlikler yaptık. Bina satılınca 2008 itibarıyla Ritz Carlton Oteli’nin altında Süzer Grubunun Vakfımıza desteğiyle , Süzer Sanat Merkezi içinde Ekavart Gallery’i açtık. 1991 yılından bu yana da TEV (Türk Eğitim Vakfı) aracılığıyla sanat dalında öğrencilere burslar vermekteyiz.

EKAV’ın hedeflerine gelince 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti olması sanat adına ülkemizde çok önemli gelişmeler olacak. Bizde EKAV Vakfı olarak sanat galerimizde çok önemli sanatçıların sergilerine ev sahipliği yapacağız. Ayrıca Vakfımızın 2 yıldır üzerinde çalıştığı ‘’Alışveriş Merkezlerine Özel Uydu Sanat Merkezi’’ Projemizi hayata geçirmemiz hedeflerimiz arasında bulunmaktadır. Ülkemizde birçok alışveriş merkezi açılıyor yaptığımız araştırmalarda 300 e yakın AVM olduğunu saptadık ve bunların içinde ne yazık ki sanatsal mekânlar yok. Hâlbuki genç nüfuslu ülkemizde gençleri sanata teşvik etmek için bu AVM’lere sanatı getirerek toplumun her kesimine ulaştırmak istiyoruz. Bu projenin amacı kültürel ve sanatsal etkinliklerin ülkemizde yaygınlaşmasını sağlamak, geçmişten günümüze gelen kültür değerlerini yeni nesillere aktararak geleneksel değerlere sahip çıkmak ve bu geleneğin devamına katkıda bulunmak, sanatı günlük yaşama katmak, böylece sanat yoluyla toplumun genel yaşam kalitesini yükseltmek. Sanatı toplumun her kesiminden insana ulaştıracak olan bu proje ile halk sanatsal etkinliklerden haberdar olacak ve interaktif katılımlarla sanat ortamında sosyalleşme imkânı bulacak. Ayrıca sanatın geliştirici özelliği ile sanatı günlük hayatın aktivitesi haline getirecek, birleştirici özelliği ile de toplumsal barışın sağlanmasına katkıda bulunulmuş olacaktır. Türkiye’de kültürün ve sanatın yükselen bir değer olmasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Vakfımızın sloganı; sanat geliştirir, sanat iyileştirir, sanat birleştirir! Bu 3 olguya Türkiye’nin ihtiyacı olduğu inancındayız.

Q- EKAVART Galeri’de ne gibi organizasyonlara imza atıyorsunuz? 

2010 da ilk sergimiz Çağdaş Sanatın genç temsilcisi Ardan Özmenoğlu. New York da yaptığı çalışmalarını Ekavart Gallery de sergileyecek. Ayrıca Metin Güçlü, Gündüz Gölönü, kadınlara yönelik projesi ile gazeteci Tuluhan Tekelioğlu, yurtdışında birçok tanınmış koleksiyonerlerde eserleri olan İsviçre’de yaşayan sanatçı Rene Niklan, Türkiye’ye gelip EKAV’ da sergi açacak. Sergiler esnasında geçen yıl kitapları milyonlar satan Mümin Sekman, Songül Vardar ‘la başlattığımız kişisel gelişim seminerleri 2010’da da devam edecek.

inciaksoy2

Q- Türkiye’nin ilk online sanat televizyonunu kurdunuz. “Ekavart TV’yi henüz keşfetmemiş sanatseverler için bir de sizden dinleyebilir miyiz?

 Vakfımızın misyonu sanatı toplumun her kesimine ulaştırmak ve bu bağlamda internetin en güçlü iletişim aracı olduğunu biliyorum. Genç nüfuslu ülkemizde 70 milyon insanın 24 milyonu internet kullanıcısı. Kendim ve çocuklarım da bütün gün internet önündeyiz. Bilhassa onların devamlı Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinde vakit geçirdiklerini gözlemledim. Ve gençlerin çoğu bu sitelerde sosyalleşiyorlar. Bende onların sanat ortamında sosyalleşmelerini nasıl sağlarım diye düşününce, 1 yıl gibi süren bir çalışma dönemi sonunda Türkiye’nin İlk online Sanat Televizyonu Ekavart tv yi, 1 Ağustos 2008 de ‘’Sanatla Randevunuz Var’’ sloganıyla interaktif sanat televizyonu olarak yayına başlattık. İlk gün 5.000, 5 günde 30.000, 1 ayda yüz bin ziyaretçi sayısına ulaştık.

Bu da sanat adına çok önemli bir gelişme, çünkü her zaman bana insanlar tarafından sanatın Türkiye’de pek ilgi çekmeyeceği söyleniyordu. Bu olay, doğru zamanda doğru işler yapıldığı takdirde  sanatında  ilgi çekeceğinin kanıtı oldu. Ve bugüne geldiğimizde sadece sanat için tıklayan günde 5-6 bin ziyaretçimiz, Facebook da 1.500’e yakın üyemiz var. Google da sanat deyince en çok aranılanlar listesindeyiz. Okullarda sanat eğitimi derslerinde arşivlerimizden yararlanıyorlar. Sanata dair görmek istediğiniz sergilere, sanatçılarla çok özel röportajlara, dünyadan ve Türkiye’den müzelere bir tıkla ulaşabiliyorsunuz.

Q- Başarılı bir iş kadını olarak, Türk kadınının dünyadaki ve özellikle çalışma yaşamındaki yerini nasıl tanımlıyorsunuz?

 

Son on yıla bakarsak, hızla değişen ve gelişen bir Türkiye görüyorum. Burada kadınlara çok önemli görevler düşüyor. Artık kadınlar sadece evde oturup çocuk doğuran kadınlar değil daha aktif iş hayatında önemli yerlerde söz sahibi olan kadınlar. İlk defa bir kadın Başbakanımız oldu Tansu Çiller, ilk defa TUSİAD da kadın Başkan Arzuhan Yalçındağ, dünyadaki en güçlü kadınlar arasında Güler Sabancı, dünyadaki gibi Türkiye’de de kadınlar çok önemli görevlerde bulunabiliyor. Birçok önemli şirkette kadın CEO’lar görev yapıyor. Sanatın her dalında kadınlar çok başarılı işlere imza atıyor. Yurtdışı sergiler açıyor, ödüller kazanıyorlar. Politikada da iş hayatında da kadınların başarıları ve gücü gün geçtikçe daha da yaygınlaşıyor Politikada kadınlara daha fazla yer verilirse, Avrupa Birliği’ne girme sürecinde ülkemiz adına daha iyi gelişmeler olacağını düşünüyorum. Önümüzdeki yıl dünyada dişilerin yılı olacağı söyleniyor. Çünkü değişen dünyada artık, duygusal zeka, analitik düşünce çok önem kazanıyor. Bu da kadınlarda erkeklere nazaran daha fazla.

 inciaksoy1

Q- Sizce İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olmasının Avrupa’daki yansıması nasıl olacak? İstanbul nasıl bir vizyona sahip olacak?

İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olması sanat adına çok önemli. Şu anda dünyanın gözü artık ülkemizde. Türkiye sanat alanında dünyada önemli bir yeri olan dinamik bir ülke. Sakıp Sabancı’nın kitabında da yazdığı gibi ‘’Ben yurtdışına iş adamı kimliğimle gittiğim zaman farklıydım, ne zaman ki hat koleksiyonumu kolumun altına alıp Metropolitan’da sergiledim, o zaman ayağımın altına kırmızı halılar serildi demişti. Geçtiğimiz yaz çağdaş sanat ile ilgili eğitim aldığım New York Sotheby’s de derslerde çağdaş sanatın önemli isimlerinden Haluk Akakçe’ nin eserleri tanıtılıyordu. Fatih Akın, Nuri Bilge Ceylan, Fazıl Say, Yaşar Kemal gibi daha bizi başarıyla temsil eden birçok sanatçımız var. Ziyaret ettiğim Metropolitan Müzesi’nin  shopunda Nil Karaibrahimgil çalıyor. Müzede satılan bir kitapta gelmiş geçmiş dünyanın en iyi 50 fotoğraf sanatçısı arasında Ara Güler yer alıyor. Nobel ödülü bir Türk edebiyatçı Orhan Pamuk’a veriliyor. Geçtiğimiz günlerde yaşayan bir sanatçımızın (Burhan Doğançay) ın eserinin 2 milyon 200 bin TL ye alıcı bulması yine geçtiğimiz yıl Sotheby’s deki müzayede de Türk sanatçılarının eserlerinin çok iyi fiyatlarla satılması Türkiye’yi dünyada bir referans noktası haline getiriyor. Dünyada ülkemizin sanatçılarıyla daha da önemli bir konumda olduğunu görüyorum. Bu durum 2010 da daha da önem kazanacak.

Q- İstanbul, tarihsel geçmişi ve güncel gelişmeler açısından en enerjik şehir olarak Avupa’ya bir yeni bir söylemle çıkabilecek mi?

Gelişmiş ülkelerin her biri sanata verdiği önem nedeniyle kendi uygarlıklarını yatarmıştır. Sanatçılar bir toplumu ileriye taşıyan yaratıcı öncü kişilerdir. Ülkeler sanatları ve sanatçılarıyla var oluyor. Bu düşünceleri özümseyen bireyler olabilirsek söyleyecek çok yeni söylemlerimiz olabilir. Sizin de söylediğiniz gibi zaten Türkiye tarihi çok zengin bir ülke ve yukarıda bahsettiğim gibi 2010 projesinde sahip olduğumuz kültür zenginliğini iyi değerlendirebilirsek dinamik yapımız, genç nüfusumuz ve dünyada yer alan önemli sanatçılarımızla yurtdışında her geçen gün daha da önem kazanırız.

Q- Cemiyet dünyasında, güzelliğiniz ve zarafetinizin ötesinde sosyal çalışmalarınızla saygın bir konuma geldiniz ve özellikle Türk kadınlarına harika bir örnek teşkil ediyorsunuz. Quality vasıtasıyla kabuğunu henüz kıramamış kadınlara önerileriniz nelerdir?

 

Bizim jenerasyonumuz Polyanna kitaplarıyla büyüdü hep iyi ve her şeye evet diyen cici kız mantalitesi artık Polyanna’ cı kadınlar kitaplarda kaldı. Şimdi günümüzde ne istediğini bilen özgüveni olan kendi ayakları üzerinde durabilen, çalışan, üretken, kendi gücünü kendinden oluşturan, samimi, güven veren, başkası değil kendi olan kadınlar. Ve her kadının çalışması gerektiğini, çalışmanın insanı geliştirdiğini düşünüyorum.  Yaşamda sadece tükettiğiniz zaman mutsuz kadın olursunuz. Mutlu olmak için üretmek lazım, üretken kadın başarılı olabilir. Başarılı olmak için de kalplerinin sesini dinlesinler. Çünkü başarı kalpten gelir, beynimizde gelişir, hayata ellerimizden akar. Kalp her zaman doğruyu, gerçeği söyler.

Röportaj Bengü ARSLAN tarafından Quality of Magazine Dergisi için yapılmıştır.

Fotoğraf: Ünal ATILGAN

No Comments

Leave a Comment