Bengü Arslan | q life
261
archive,tag,tag-q-life,tag-261,ajax_fade,page_not_loaded,,wpb-js-composer js-comp-ver-5.5.2,vc_responsive

q life Tag

Q Life Dergisi – Didem Antebi Röportajı

Q Life Dergisi için Didem Antebi ile yaptığım röportajı okumak için mouse’unuzu hareket ettirmeye devam edin 🙂

Modern İkon: Didem Antebi

 

Didem Antebi; cemiyet hayatının en şık, en asil ve en doğru giyinen isimlerinden… Didem Hanım’ın güzelliği, kuşku götürmez bir gerçek. Tarzını çok sade ve düz olarak tanımlayan isim, çabasız şıklık olarak tanımlanan akımın öncülerinden diyebiliriz. Anne olmasının ardından freelance işlerle, bloguyla ve sosyal sorumluluk projeleri ile zamanını geçiren Antebi ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

didem antebi 12-17-312-17-4

12-17-5

 

 

Didem Hanım harika bir blog açtınız ve gün geçtikçe artan bir okuyucu kitlesine sahipsiniz… Bu fikir nasıl doğdu ve blogunuzla ilgili hedef projeleriniz neler?

Uzun zamandır internette moda üzerine bir şeyler yapmak istiyordum biliyorsunuz artık her şey çok hızlı tüketiliyor ve hızlı yaşanıyor, bu sebepten dolayı ben de bir blog açmaya karar verdim. Blogumda; hoşuma giden ürünleri, moda dünyasına ait haberleri  ve yenilikleri paylaşıyorum, aslına bakarsanız blogların popülaritesi de biraz azalmaya başladı. Benim de başka projelerim var tabi ama daha hayata geçmediği için  şimdilik sürpriz olsun.

“Çocuğunuz olunca bütün vaktinizi onla geçirmek istiyorsunuz hatta ben fazla vakit geçiremediğimde vicdan azabı çekiyorum.”

Çocuklu bir kadın olmak kariyerinizi etkiledi mi?

Tabiî ki etkiledi… Çocuğunuz olunca bütün vaktinizi onla geçirmek istiyorsunuz hatta ben fazla vakit geçiremediğimde vicdan azabı çekiyorum. Bu sebeple  vaktimin belirli bir kısmını işe ayırabiliyorum, bu kısıtlı zamanda verimli olmak çokta kolay olmuyor. Mila doğduğundan beri freelance işler bana daha çok hitap ediyor diyebilirim.

” Ülkemizde daha çok çalışan ve daha çok üreten kadına ihtiyacımız var…”

Üniversite yıllarından beri aktif çalışan bir kadın olarak, iş dünyasına şüphe ile bakan kadınlarımıza bir mesajınız var mı?

Bir kadının çalışması bence çok önemli. Kendine olan özgüveni, hayata karşı duruşu, beklentileri ve bir çok şeyi değişiyor. Bir kadının kendi parasını kazanarak, kendi ayaklarının üzerinde durabilmesi günümüzde çok önemli bir şey diye düşünüyorum. Ülkemizde daha çok çalışan ve daha çok üreten kadına ihtiyacımız var…

Son zamanlarda sizi bir çok sosyal sorumluluk projesinin içerisinde aktif olarak görmekteyiz. Bize biraz bu projelerden bahseder misiniz?

Tohum Otizm Vakfı ve Hayat Paylaşım Derneği’nde aktif olarak çalışıyorum. Hayat Paylaşım Derneği’nde  zihinsel engelli çocuklarımız için Eyüp’te bir rehabilitasyon merkezi yapıyoruz. Tabii ki çok zor ve maliyetli bir proje, fakat en kısa zamanda bu projeyi hayata geçirip engelli  Tohum Otizm Vakfı’ndaki çalışmalarımıza gelince; otizmli çocuklarımızın daha doğru şartlarda bir eğitim almaları için çaba sarf ettiğimi söyleyebilirim. Şu anda faaliyette olan okulumuzda ise; otizmli ve maddi durumu zayıf ailelerin çocuklarına eğitim veriliyor. Bu erken eğitimle de otizmi yenmelerine destek olunuyor.

“Stilimin ruh halime göre değiştiğini söyleyebilirim. Genelde sade ve düz çizgiler tercih ederim. Aşırıya kaçmayı hiçbir zaman sevmem.”

Moda konusunda hem eğitimli, hem de iyi bir trend takipçisi olarak sezon trendlerini bizler için değerlendirir misiniz?

Sezonun trendleri bu sene;

1) Pliseler her yerde etekler elbiseler gömleklerde bu detayı çok görüyoruz.

2) Metalik renkler

3) Büyük çiçekli desenler

4) Fırça darbesini anımsatan sanat eseri görünümündeki parçalar

5) Sırt çantaları

6) Erkeksi gömlekler, jeanler

Gardırobunuzun olmazsa olmaz parçaları nelerdir?

Dolabımın olmazsa olmazları; ayakkabılarım, siyah elbiseler, siyah skinny jean, trençkot ve aksesuarlarım.

 

“Gün geçtikçe Avrupa’nın daha çok ilgisini çekiyoruz, çok yakın bir zamanda İstanbul bu etkinliklerle modanın başkentlerinden birisi olacak diye düşünüyorum.”

Giderek daha da yankı uyandıran İstanbul Moda Haftası’ndaki tasarımları, tasarımcıları ve organizasyonu bir uzman gözü ile değerlendirir misiniz?

İstanbul Moda Haftası her sene daha da iyiye giden bir organizasyon kurguluyor, özellikle genç tasarımcılarımızı çok başarılı buluyorum. Yeni isimlerin ise kendilerini tanıtmaları için iyi bir platform olduğunu düşünüyorum. Gün geçtikçe Avrupa’nın daha çok ilgisini çekiyoruz, çok yakın bir zamanda İstanbul bu etkinliklerle modanın başkentlerinden birisi olacak diye düşünüyorum. Gördüğüm tek eksiği değerlendirecek olursam, basın ayağında daha çok yabancı basın, blogger ve editör gelmeli İstanbul’a.

Sizce Türk modacılarının ve markalarının dünya arenasındaki yeri nedir?

Dünya arenasında çok başarılı bulduğum Türk tasarımcılarımız var. İsim verecek olursam; Hüseyin Çağlayan, Erdem Moralıoğlu, Bora Aksu, Arzu Kaprol inanılmaz başarılılar. Fakat daha çok isim olması lazım… Tabii ki dünyada ismini duyurmak çok zor bir şey fakat bunu hak eden bir çok tasarımcımız olduğunu düşünüyorum ve çok iyi yerlere gelerek uluslararası arenada temsiliyetimizin artmasını diliyorum.

Röportaj: Bengü Arslan

Fotoğraflar: Erhan Abinikman

Mekan: Sait Halim Paşa Yalısı

Yazarlık, Editörlük ve Danışmanlık Yaptığım Yayınlar

dergi-benguarslan

Yazarlık, Editörlük ve Danışmanlık Yaptığım Yayınlar

Aşağıdaki görsellere/ linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz….

RE REGINA MAG

Genel Yayın Yönetmeni – Editor in Chief

LÜKS YAŞAM & STİL DERGİSİ / LUXURY LIFE STYLE MAGAZINE / RIVISTA DI LUSSO DI STILE DI VITA

RE & REGINA, kendi alanlarında uzman ve popüler olan iddialı bir kadro ile bu serüvene başladı. Dünyadaki en yeni moda, sağlık, diyet, fitness, güzellik, sanat, spor ve güncel trendleri takip ederek, okuyucularına farklı bir bakış açısıyla sunmayı hedefliyor. Dünyanın hızına ayak uydurma konusunda iddialı bir tutum sergileyen RE & REGINA’nın bu keyifli serüvenini her ay bizlerle yaşamak için takipte kalın…,GÜCÜ KALİTESİNDE GİZLİ!

ornek3

GECCE.COM

Moda Editörü

11. yılını geride bırakan Gecce.com, tartışmasız gücü ve kalitesiyle magazin kulvarındaki liderliğini sürdürüyor… Her yıl kendi gücünü biraz daha aşan, sınırlarını zorlayan, yükselen, modernleşen ve her zaman sadece kendiyle yarışan Gecce.com; cezbedici, ışıl ışıl ve dopdolu haliyle hayatı yansıtmaya devam ediyor…

gecce-comTürkiye’nin gündemine damgasını vuran haberleri, özel röportajları, ses getiren manşetleri, seçkin köşe yazarları, dünyadan derlenmiş birbirinden ilginç fotoğraf, dizi ve video galerileriyle gecce.com dünyaya ve medyaya ışık tutuyor. Sanat, siyaset, spor, müzik, iş dünyası, sosyete, ekonomi, sinema, televizyon ve hayattan çarpıcı anektotlar, ünlülerin ve oyuncuların bilinmeyen yönleri; şok açıklamalar, etkinlikler, konserler, geccelerin endeksini tutan gecce borsası, seçkin markalar Gecce’nin çarpıcı dünyasından sadece birkaç bölüm… İstanbul’un en özel mekanlarını bünyesinde barındıran, Türkiye’nin en ünlü gurmelerine ev sahipliği yapan, dünyayı kıskandıracak kadar iddialı oscar gecceleri düzenleyen, Gecce Winter Guide, Gecce Summer Guide ve Best Places of İstanbul dergileriyle klasik kulvardan ayrılarak ayrıcalıklı bir mertebeye erişen ve sizlere her zaman ‘ilk’leri yaşatan gecce.com’u tıklamaya doyamayacaksınız…

gecce-com2

MAG DERGİ

2011-2013 – Moda Editörü

MAG; aylık, moda, magazin, cemiyet haberleri içerikli ulusal 100% TÜRK dergisi.

Mag Dergi-bengu-arslan

 

QUALITY OF MAGAZINE

2009-2010 – Editör

Sosyal Yaşamın Nabzı  Quality of Magazine‘de atıyor!

Haziran 2009 tarihinden beri yayın hayatına devam eden Quality of Magazine, aylık olarak yayınlanan yaşam ve aktüalite dergisidir.  Quality of Magazine iş, moda, sanat, spor ve politika dünyasının içinde yer alan seçkin ve sevilen isimleriyle yapılan özel röportajlar ve yüksek resim kalitesiyle dikkat çekiyor. Quality of Magazine Dergisi, D&R, Remzi ve İnkilap Kitabevleri’nde okuyucularıyla buluşuyor.

side2

Q LIFE MAGAZINE

Moda Editörü

Q Life, belirli bir stili olan, tarz ve kariyer sahibi seçkin kişi ve kurumlara hitap eden, kalitenin ön planda tutulduğu, sosyal hayatı yakından izleyen bir prestij dergisidir.

AuTiNXMCMAAN135

AjDOimgCIAAHif8

MODA HER YERDE

Kurucu – Genel Yayın Yönetmeni

Hayata dair, moda ile ilgili her şey ve daha bir çok konuyu nereden takip edebilirim?” diye düşünmeyi bırakın!www.modaheryerde.com‘u tıklayın yeter…

MODAHERYERDE (2)

HAYATINI TASARLA 

Moda Editörü

Online TASARIM dergisi ” www.hayatinitasarla.com ” Tutkularınız için rafine seçenekler…

TASARIM / YAŞAM / STİL / TOYS4BOYS / TEKNOLOJİ / YARIŞMALAR / RÖPORTAJLAR… Hayatın her alanında tasarım, tutkularınız için rafine seçenekler!

hayatinitasarla-bengu

1044117_523396537710326_1546135461_n

WOAW MAG

Editör

WoaW Mag iTunes App Store üzerinden iPad için tasarlanan, dünyadaki trendleri yakından takip eden ve sürekli güncellenen bir dergidir. Hem gözünüze hem kulağınıza hitap eden, müziği hayatının vazgeçilmezi arasında görenlerin, sosyal hayatı yakından takip edenlerin dergisidir. WoaW Mag yaşamı renklendiren konuları ve yaratıcı çalışmaları ile liderdir. Görsel şölenli ve dinamik ruhu içerisinde ayrıca aktüel, seyahat, güzellik ve dekorasyon konularıyla da yaşamı renklendiren trendler yer almaktadır.

woawmag-bengu

599219_381750995274143_471466079_n

PINK BY BA

Kişisel Blogum

My Big Pink World / Think Pink
Within the pages of this site i believe you can find your way to pinky happiness. -> www.pembeheryerde.com
www.pembeheryerde.com adresinden pembe ve moda olan her şeye ulaşabileceksiniz, hem de ingilizce ve türkçe olarak…
pembeheryerde-benguarslan
pembeheryerde-bengüarslan
4 MEVSİM BAHÇEŞEHİR
Moda Yazarı
4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi Bahçeşehir Bölgesi’nde oldukça popüler olan life style içerikli bir dergidir.

Bisse’ye Değen Kadın Eli… Asiye Kefeli…

Asiye Kefeli

Bisse sizlerin de çok iyi bildiği gibi bir Dünya markası… Bu başarılı markanın mimarlarından birisi de başarılı iş kadını Asiye Kefeli… Asiye Hanım, 35 yıllık, sektöründe öncü olan markanın Mağazalar ve İletişim Koordinatörlüğü ‘nü başarıyla yürüten ileri görüşlü bir kadın yönetici. Bisse’nin başarı sırrını ise insana yaptıkları yatırımın yanı sıra detaylara önem vermek ve farkındalık yaratmak olarak belirtiyor. Bisse, yurtdışına ihracat yapan Türkiye’nin en köklü erkek giyim markalarından biri, detaylara verdiği önemle özellikle ürettiği eşsiz gömlekleriyle tüm dünyada parmakla gösteriliyor. Erkek markası diyoruz ama Bisse giymek kadınların da hakkı diyenlere de güzel bir sürprizi var Asiye Hanım’ın… Kadınlar için başarılı bir rol modeli olan Asiye Kefeli’den öğreneceğimiz çok şey var… Q Life olarak biz sorduk, o cevapladı ve ortaya tadına doyulmaz lezzetli bir sohbet çıktı…

Şirketin yönetim kadrosuna geç katılmış olmanıza rağmen, işlere bu kadar hâkim olmanızın sırrı nedir?

Bisse’de aktif olarak çalışmadığım zamanlarda bile, eşimin iş seyahatlerinde onu yalnız bırakmaz ve kendisine eşlik ederdim. Fuarlara, iş toplantılarına onunla birlikte katılır, böylelikle de süreçlere, Bisse’nin gelişimine birebir tanıklık ederdim, doğal gelişen bu süreç sanırım bu işteki başarımın en büyük anahtarı oldu.

IMG_9559

Aile şirketlerinde özellikle de kadınsanız bazı ön yargılarla karşı karşıya kalırsınız. Siz bu süreçte neler yaşadınız?

Kadınlar iş yaşamında maalesef bazı ön yargılara maruz kalıyor ama bunun şirkette sergilediğiniz tutum, çalışanlarla kurulan doğru iletişim, donanım ve duygusallığı biraz geri planda tutan bir davranış biçimiyle yenilebileceğini düşünüyorum. Bisse’de yaşadığım sürece gelirsek, en baştan sınırlarımı çizdim diyebilirim. İş yerinde iş kadını Asiye vardı, iş yaşamının dışındaki ortam ve zamanlarda, anne ve eş Asiye… Mustafa Kefeli’nin eşi olmak benim için büyük bir gurur ama eğer başarılı işler yapar, doğru ilişkiler kurarsanız, Asiye Kefeli olarak anılırsınız ve bir süre sonra Mustafa Kefeli’nin eşi olduğunuzu iş yerinde çalışanlar bile fark etmez. Aile şirketinin dezavantajı ise eve iş taşımama şansınızın pek olmamasıdır. Sonuçta karı-kocasınız, yeri geliyor pazar günleri de çalışıyorsunuz. İşle ilgili konuşuluyor, ama çok dozunu kaçırmamak gerekiyor, her şey kararında fazlasıyla yolunda ilerliyor.

IMG_9814

“Bisse giymek kadınların da hakkı…”

Bisse deyince aklımıza erkek ve kalite geliyor. Peki ya kadınlarla bu kaliteyi buluşturmayı düşünüyor musunuz?

Kadın giyimi son yıllarda gelecek planlarımız arasında yer alıyordu ama biz doğru strateji ile pazara girmek adına doğru zamanı bekledik. Koleksiyonumuz şu anda hazır fakat Bisse mağazalarının içerisinde kadın koleksiyonunu konumlandırmaktansa “kadına özel” mağazalar açmak için girişimlerimize devam ediyoruz. Çeşitli AVM’lerde, cadde mağazalarında ve birçok ilde artık kadınlar da Bisse ile tanışacak.

Dünya Markalarının Açık Ara Önünde

Yurt dışında Franchise sistemi ile çalışan Bisse’yi Avrupa, Asya, Avustralya ve Afrika’nın bir çok ülkesinde görmeniz mümkün. Lübnan’daki iç savaş Bisse’yi çok etkilememiş hatta dünya ülkelerinin markalarına göre satışları 1.5 buçuk kat artmış.

İsviçre’de üretilen mısır pamuğundan “Platinum” bir reyon. Platinum bir ayrıcalık mı?

Aslında biz bu koleksiyona özel kumaşlar kullandığımız için bu ismi verdik fakat zamanla oldukça ayrıcalıklı bir statüye kavuşarak, fazlasıyla rağbet görür oldu. 240-2 olarak adlandırdığımız bükümünden kaynaklı kumaşların yanı sıra bu sene koleksiyonumuzun içinde 300-2’ler var. Gömlekte yakalamış olduğumuz platinum reyonunu takım elbise, tek ceket, pantolon ve kol düğümelerine taşıdık. Platinum gömleklerinin en büyük özelliği mısır pamuğundan olması ve İsviçre’de özel olarak üretilmesi. Pamuk, iplik haline gelirken 200 kere bükülerek elde ediliyor. Büküm çoğaldıkça kumaş daha parlak ve ince oluyor.

Yıldızların Tercihi: Bisse

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, meclisin yüzde 95’i Bisse’yi tercih ediyor. Bisse’yi tercih edenler sadece Türk bürokratlar değil… Brad Pitt, Romanya Prensi Charles ve Kevin Costner da Bisse’yi tercih edenler arasında.

Bisse başarılı üniversite öğrencilerini de destekliyor.

‘Geleceğin patronları Bisse giyiniyor’ sloganıyla Türkiye genelindeki üniversitelerde belli ortalamanın üstünde olan öğrencilerin iş yaşamındaki ilk takım elbisesini giydiriyor.

Başarılı bir iş kadının olmanızın ötesinde “Yardım Meleği” lakabınızla da aktif olarak sosyal sorumluluk projelerinde sizi görüyoruz… Bu anlamda da farklı projeleriniz dikkat çekiyor… Bize özellikle Dragon Festivali’nde yaşadıklarınızı anlatır mısınız?
İki yıldır görme engellilerle Dragon Festivali’ne katılıyoruz, önceki yıllarda onlarla birlikte kürek çekmiştik. Bisse her zaman engellilerin hayata daha sıkı tutunmaları adına farkındalık yaratacak, onların kendilerini değerli hissetmelerini sağlayacak projeler yaratmak misyonunu benimsemiştir. O yüzden ilk sene sadece engellilerin katıldığı kürek yarışını bir adım öteye götürerek çalışanlarımızın da bu aktivite de yer almalarını sağladık, takımın yarısını görme engelliler yarısını ise Bisse çalışanları oluşturuyor. Geçen sene 110 takım arasında altıncı olmak bizi oldukça onurlandırdı, bu yıl daha iyi bir derece elde edeceğimize hepimiz çok inanıyoruz. İki ay boyunca her gün Haliç’te bizzat ben başlarında olarak çalıştık. Bu yıl da aynı şekilde çalışacağız. Hatta takım sayısı arttığı için daha çok çalışmamız gerekiyor. Organizasyon 29 Mayıs’ta yapılacak. Bunun dışında Türk Kalp Vakfı, Türkiye Omurilik Felçliler Derneği, Çaba Derneği ve Sigarayla Savaşanlar Derneği ‘nde aktif olarak görev alıyorum. Ruhsal ve fiziksel eğitim bizim önceliklerimiz arasında yer alıyor. Spor insan sağlığına hem psikolojik hem de fizyolojik katkılar sağlayan bir olgu işte bu yüzden spor dalları üzerinde çalışıp, yetenekli olanları ayırıp, ciddi takımlar kurmayı düşünüyoruz.

Röportaj Q Life Dergisi için Bengü Arslan tarafından yapılmıştır.

Dünyanın En Çok Satan Otomobili Toyota’nın Fark Yaratan, Başarılı CEO’su: Ali Haydar Bozkurt

Toyota-Pazarlama-ve-Satış-A.Ş.-CEO_-Ali-Haydar-Bozkurt...

Ali Haydar Bozkurt; genç, başarılı, yenilikçi ve farklı bir CEO. İlk, orta ve yüksek öğrenimini Adana’da tamamlayan Bozkurt, profesyonel çalışma hayatına 1996 yılında demir-çelik sektöründe başlayarak, ardından, otomotiv sektöründeki kariyeri devam etmiş. 2003 senesinde ALJ Grup’a transfer olan ve Daihatsu Türkiye’nin Genel Müdürü olarak atanana Bozkurt, 2006 senesinde ise, Daihatsu Türkiye Genel Müdürlüğü görevine ilave olarak ALJ Grup’ta Avrupa Direktörlüğünü üstlendi. ALJ Grup’un 2009 senesinde Toyota Türkiye distribütörlüğünün çoğunluk hissesini satın almasına müteakip, yeni yapılanma çerçevesinde kurulan Toyota Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO ve Yönetim Kurulu üyesi olarak atanıyor ve bu görevini başarı ile sürdürüyor. Doğru ekmeği yapabilmek için, doğru hamura sahip olmanız gerekiyor diyor başarılı CEO. Türkiye’deki başarılarının mimarlarının da bayi ordusu olduğunu sözlerine ekliyor. Bozkurt’un mottosu ‘fark yaratmak’… İnsan ne iş yaparsa yapsın, fark yaratmalı diyor… Q Life olarak, Ali Haydar Bozkurt ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik, Ali Bey’in kariyeri ve bakış açısının özellikle gençlere büyük örnek teşkil edeceğini düşünüyoruz.

Ali Haydar Bozkurt_2

Kariyerinize baktığımda, sanki şansınız hep yaver gitmiş gibi… Sizce donanımın ötesinde şans faktörünün iş hayatındaki etkisi nasıldır?

Ben yılardır üniversitelerde seminerler veriyorum ve bugüne kadar 30’dan fazla üniversiteye gittim ve daha çok Liderlik ve Fark yaratmak üzerine sohbetler ediyoruz. Gelen sorular içerisinde bu soru genellikle oluyor. 6. Yılımda bir markanın Genel Müdürü oldum, 35 yaşında iken. O zaman en genç genel müdür bendim sektördeki. Şans önemsiz demek çok ciddi bir yalan olur, elbette ki şans çok önelidir, doğru zamanda doğru yerde olmanın önemi büyüktür. Ama şansta kapıyı çalınca, doğru donanımla yakalanmak önemli. Donanımınızla, tecrübenizle, hayat vizyonunuzla o şansı doğru değerlendirebilmek çok önemli. Ben hep çok çalıştım, ben gerçekten iyi bir şey yaparsam ve bir fark yaratabiliyorsam, yaratıcık ve eğlence katabiliyorsam, kişisel olarakta kendi alanınızda fark yaratır hale geliyorsunuz. Sen gerçekten fark yarat, olaylar gelip seni buluyor, zorlamanıza gerek kalmıyor. Benden önceki herkes yıllardır şöyle yapıyor, ben de öyle yapayım demedim, ne fark yaratabilirim diye baktım her şeye. Gerçekten fark yarattığınız zaman, fark edilebilir hale geliyorsunuz. Şimdiye kadar benim hiç CV’m olmadı, hep beni gelip buldular.

Üniversite yıllarında, kendinize böylesine kilit bir noktada hayal etmiş miydiniz?

Bu pozisyonu bırakın, bu sektörde çalışacağımı bile hayal etmemiştim. Ben daha çok sanatla ilgili bir şeyler yapacağımı düşünüyordum. Kendimi bildim bileli, ben ne yaparsam yapayım, fark yaratacak biri olmayı hayal etmiştim ve bundan da emindim. Hep yapabileceğimin en iyisini yaptım. Kafamda bir şablon belirlememiştim, gerçekten iyisini yapmayı hedeflerseniz, yaptığınız iş ne olursa olsun fark edilirsiniz.

Ali Haydar Bozkurt_4

Ailenizin bu bakış açısında yeri nedir?

Ailemin üzerimde hiç baskısı olmadı. Onlar bana hiçbir zaman olumsuz bir yönlendirme yapmadılar, kararlarımı desteklediler. İlkokula bile gidip kendim kaydoldum.

Otomotiv sektörünü diğer sektörlerden ayıran özellik nedir?

Çok dinamik, çok eğlenceli bir sektör. Mesela yeni bir arabamız piyasaya çıktı, test sürüşü yaptık, yanımda profesyonel bir pilotla. Sonra ben de yapacağım dedim, arabaya bindiğimde 20 yaşında idim. Herkesin mutlaka bir yerinden heyecan bulacağı bir sektör bu. Büyük oyuncağı… Bizim sektörün en büyük avantajı ve keyifli tarafı bu.

Başarılı bir CEO’yu bize 5 kelime ile tanımlar mısınız?

İletişim gücü yüksek olmalı, hem iyi anlamalı, hem de iyi ifade edebilmeli. Doğru ve hızlı karar alabilmeli. Lider olabilmeli. EQ’su yüksek olmalı. Duygulara arka plana atmamalı. Fark yaratabilmek üzerine hem isteği, hem de yeteneği olabilmeli.

Türkiye’de insanların zihnindeki TOYOTA algısı sizin göreve gelmenizin ardından oldukça değişti, aslında gelişti diyebiliriz… Bu stratejik planlamanın ardında nasıl bir ekip var?

2.5 yılı geçkin süredir buradayım. Öncelikle mevcut durumun fotoğrafını çektik.İnsanlara soruyorduk, ilk 10’da Toyota’yı saymıyorlardı bile. Toyota dediğimizde; ‘aa evet Toyota var’ diyorlardı. Biz bunu aşmak istedik. İşin içinde duygular olmayınca, marka bağı kurulması zor oluyor. Daha duygusal mesajı olan bir marka haline getirdik Toyota’yı. İçinde otomobil olmayan, otomobil reklamını biz kullanmıştık. Bunların hepsi daha duygularımızı konuştuğumuz iletişimlerdir. Toyota’nın; sorun yaratmayan, yolda bırakmayan, sağlam algısına, evinizden bir birey algısını ekledik ve duygusal bir bağ yarattık.

TOYOTA’nın farkı sizce nerede?

Dünya’nın en çok satan otomobil markasıyız. Trafikte yürüyen otomobil bazında en az arıza yapan otomobil olarak bundan gurur duyuyoruz. Eşe, dosta tavsiye ediyoruz sonuçta… Toyota’nın yenilikçi olması büyük fark, hep 40-50 sene sonrayı görüp ona göre yeni otomobillerini geliştiriyor. Mesela hiç kimsenin çevrenin korunmasına yönelik söylemi yokken, 1970’te Toyota, 4 milyon tane hibrit otomobil sattı ve giderek bu sayı artıyor.

“Hayal ettiklerimi yapabildim diye düşünüyorum. “ 

Ayşe Arman ile çok keyifli ve samimi bir röportaj gerçekleştirmişsiniz. Zaman aşımına uğrama ihtimaline karşı ben de sormak istiyorum. Hala “Otomotivin bekâr prensi” misiniz?

44 yaşında prens olur mu diye başlayacağım. Hala bekarım ama prens değilim.


“İşin içine mutlaka duygularda katılmalıdır. Bunu yapabildiğimiz zaman, kişisel egolarımızı bir kenara atmayı öğreniyoruz ve enerji kaybına engel olabiliyoruz. Onlar ön planda durduğu sürece iyi çalışma ortamları oluşmuyor. Daha olumlu çalışma ortamları yaratmaya çalıştım.”

 

Ali Haydar Bozkurt_6

Hayalinizde bir “ideal kadın” profili var mı?

Ben böyle insanları kadın, erkek diye çok ayırmıyorum. Ben kolejde iken sınıftaki 2 erkekten biriydim. Kolej hayatım böyle geçti. Benim için, insan önce insandı. Kafamdaki ideal erkek tanımı ile ideal erkek tanımı arasında pek fark yok. İdeal insan tanımım vardır. Benim için zeki olabilmek çok önemli, kastettiğim zeka da iletişim zekası. EQ benim için çok önemli, etrafındaki olayların farkında olabilmek çok önemli. İyi iletişim ilişkileri başarıya taşıyor. Bir çok tartışma ve gerilim hep iletişimsizlikten kaynaklanıyor. Bütün ilişkilerimde hep dürüst oldum. Kompleksli egolardan arınmışlık arıyorum. İnsanların daha alçak gönüllü tavrının azaldığını görüp üzülüyorum. Durumu hazmetmek vardır ya, alçak gönüllülük orada büyük önem taşıyor. Pozitif düşünebilmek çok önemlidir, bu iş nasıl olmaz değil de, nasıl olabilire odaklanmak önemli. Güler yüz çok önemli. Fiziksel olarak benim güzellik anlayışım çok farklıdır, o kişinin bir aurası olmalıdır, farklı bir enerjisi olmalıdır. O tür güzellik benim için çok önemlidir.


“Adanalı olmak” diye bir şey var… Siz de bunu her hücrenizde hissediyor musunuz?

Ben orijinalinde Malatyalıyım ama 29 yaşıma kadar Adana’da yaşadım, bakınca ben Adanalıyım. Adanalılıklarım var. Ben de bir Anadolu insanıyım. Yaşama bakışımda, ilişkilerimde de böyle. Adanalı erkeklerimizin beğendiğim ve beğenmediğim tarafları var. Giderek beğenmediğim tarafları azalıyor. Adanalıların yürekli olmalarını, sözünün eri olmaları, sıcak olmaları, dokunarak iletişim kurmaları… Dokunmatik bir tarafımız vardır, bazı insanlar sevmez ama Adana’da herkes böyle yaşar. Kalıpların içerisine sıkışıp kalamayız, heyecanı severiz. Bir şekilde olumlu bakan tarafımız da var, Eyvallahçı bir taraf bu aynı zamanda.

 Röportaj: Bengü Arslan tarafından Q Life Dergisi için yapılmıştır.